# Bir mezarda saklıyız #
Huzurunda ellerini semaya açıp, amin deyip yüzüne sıvayanlar; ekmeği aslanın ağzından alıp, bile bile götüne kadar semaya açtıkları elleriyle itiyorlar. Bunu görmüyor musun?
Son Söz
'Ön Söz'
İzlediğim bir filmin başında şu konuşma geçti;
- "İnsanlar üç kısma ayrılır; Yukarıdakiler, aşağıdakiler ve aşağıya düşenler..."
Aslında bizler bu üç konumun da hiç birin de değiliz, olmamalıyız. Fakat yine de söylemek gerekirse bizi yukarıya taşıyan, aşağıda bekleten ve aşağıya iten yine insanlardır. Günümüz de 'Doğru' ne demektir? Ya da 'Yanlış' nelerdir? Sorularının bilimsel karşılığı olmaksızın bu terimler tamamen üç kişiden iki kişinin 'doğru' veya 'yanlış' diye nitelendirmesine bağlı kalmıştır. Din, dil, ırk, mezhep gibi seçimler dahi kendi kararımıza bırakılmadan üzerimize sindirilmiştir.
Bizler çamurdan yaratılmış, dünyaya gelindiğin de ekmeğe pepe demeyi bırak ağlamaktan başka hiç bir şey bilmeyen bebekleriz. Ama kafatasımızın içine bir beyin yerleştirilmiş... Şu tarihler de dünyanın var oluşunun en lüks dönemini, aç ve ya tok yaşamaktayız. Hiç kimse olduğu yerden memnun olmamakla birlikte hiç kimse de istediği yer de olamadan ayrılacaktır bu dünyadan. Kim hedefine ne kadar ulaşabildiyse...
Saygılarımla.
Ömer BAŞKALE
------------------------------------------------------------------------------------------
1. Bize Günümüzü gösterecek gösteriye bilet alıp İçimizde ki endişeyle oturmuş bıçağımızı biliyoruz.
2. Günde 15-16 saat çalış, tek öğün yemekle biden fazla görevde bulunup, bazen sağlığın için muayene olmadan sıradan ayrılıp, geleceğin için 30 dakika bile plan yapamadan sancınla beraber 3 saat uyuyup tekrar kısır döngüye başlamak için karanlıkta uyanmanın bedelini siktir ettim, anlamını bilen var mı?
3. Bu gün sayfaların canını yaktım bilmeden.
4. Hafiften sokuldun duman gibi, kimdi şimdi terk eden?
5. Yalnızım, gözlerin beynimi kurcalar, damarlarım der ki yeter bu kadar.
6. Gerçeklerinde yalanlar kadar üzüldüğünü anladığım şu dünya da, insanların ekmeğin bile değerini bilmediği günler geçirdim, anladım. Yalan olmak gerekti. Belki de gerçeklik bu kadar sürmeyecekti.
7. Çamurdan bedeninin yanına güzelliğini dekor diye koyamazsın.
8. Güneş doğup batmaya devran dönüp durmaya mahkumdur.
9. Elimizi sıkmaya gelene elimizden gelenin fazlasını yaptık.
10. Limanından hiç ayrılmayan bir gemiyim ben, balıkların hiç avlanmadığı deniz gibisin hep.
11. Hissizlikten depremleri his etmeyenlerimiz var.
12. Gözlerinde yorgunluğun izleri,
Kirpiklerinden sarkardı teri,
Gözüm kapalı yine tanırım,
Göz kapaklarıma çizdim seni.
13. Yoksulluktan aç yatan çocuklar var. Bir de o çocukların evine ekmek götüremediği utancını yaşayan, Evine girmek için çocukların uyumasını kapıda bekleyen çaresiz babaları var.
14. Buda sana geçtiğim son kıyaktı
15. Uçurtmalar artık telgraf tellerine değil balkon demirlerine takılıyor Ahmet Baba.
16. Para bile para etmiyor, nasıl... Yorgun musun ?
17. Fakat pek işe yaramıyorlar. Görünmez oldukları kadar da görmüyorlar.
18. Aşırı hız yapmak aşırı hırs yapmaktan geçer.
19. Tonlarca hevesimizi kilolarca insanlar bitirdi.
20. Vezir; razı geldi rezil olmaya. Kralların soytarı edildiğini anlayınca.
21. Sürdüğümüz bu yaşamda yaşımız genç olabilir, yaşlanmamış olabiliriz fakat ihtiyarlaştık. Başınıza henüz gelmemiş olayları defalarca yaşadık.
22. Günü gelirde ben giderim kalbimi yâre gösterin.
23. Geri gel demek gelmiyor içimden ölmeye razıyım çıkmıyor içimden.
24. Azrail ellerini çekerken yakamdan melekler kötü kötü bakıyor yukarıdan.
24. İnanamıyorum sana gülüyor demişsin de orada burada, güldüğü zaman yüzü kırışıyor adamın orada burada.
25. Kurşun zoru içimde, kafi bir hüküm. Ne kadar tuhaf bir akşam üstüm.
26. Ölümün gerçek olduğunu zamanla tüm arkadaşlarında hatırının kalmadığını görünce anladım.
27. Müdahalede bulunmazsa biraz sonra dört parçayım.
28. Kirpiklerinden bir ev yapmak içinde barınmak.
29. Sen kaç, beni tanıdılar.
30. Bilsen ince belimin kalınlığında şerit iplere dayandığımı yanılırsın.
31. Sırf yanılmasın diye ne yanlışlara atladık.
32. Herkes kendince bir şeyler çizmiş. Kimileri yolunu kimileri dostunu.
33. Gece gündüz tenhalarda, değildik parklarda.
34. Solda atan kalbi durdu keleşle...
35. Bir sabah uyandığında dün gece ki kavganın bedelini arabanın camlarını içerde lastiklerini yerde görmekle ödedin mi sen ?
36. Uyuyoruz karanlıkta uyanıyoruz karanlık.
37. Duygularımızın sömürüldüğü bölümü geçtim, bu el burada bedenimizi sömürüyorlar.
38. Şarkılar boyut atladı.
39. Razı ol mutlu ol itiraz yok gidişine, parçalarım dört bir yanda olacak geri gelişinde.
40. Acımızı anlatacağımız bir kabadayı söz bile kalmadı
41. Sende haklısın canım ciğerim. Ama başka sürekli haklı olan RAB bana hep bana dedikçe Rabbinin hep ona çalıştığı birisi var.
42. Yıllar önce ben okula giderken sanki herkes işine gidiyordu, artık her sabah işe gittiğimde sanki herkes okuluna gidiyor...
Eline,yüreğine sağlık öncelikle modern toplumun insan bedenini ve ruhunu nasıl kemirdiğini dile getirmişsin benim nezdimde, bir de tabiri caizse insanoğlu şuan da atıştırmalık fass food yiyecekler misali yenilip bir mendil kağıt parçası gibi çöplere atılır oldu. Yazılarının devamını bekliyorum
YanıtlaSil